Obezite Nedir?

Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi kısaca, “vücutta kişinin sağlığını bozacak kadar yağ birikmesi” olarak tanımlar. Kadınlarda vücut ağırlığının yüzde 20 oranında, erkeklerde ise yüzde 25’inde yağ olması obezite hastalığı için yeterlidir. Ve bu hastalık birçok ek hastalığın oluşmasında etkendir. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre son yüzyılda obez sayısının 2 kat arttığı, 5 yaşından küçük çocuklarda bile obezite sorununun görüldüğü, gelişmiş ya da gelişmemiş ülkelerde hızla ilerlediği belirtilmiştir. Görülme sıklığı ve neden olduğu ölümcül hastalıklar göz önüne alındığında belki de obezite çağımızın en önemli hastalığıdır.

Obezitenin Nedenleri

Obezitenin birçok nedeni sayılabilir. Ancak en önemli iki nedeni yüksek kalorili beslenip hareketsiz yaşamaktır. Bir kişi yemesine dikkat etmiyorsa, buna karşın fiziksel aktivitelerde bulunmuyorsa obez olması neredeyse kaçınılmazdır. Maalesef “modern yaşam tarzı” diye nitelendirilen metropol hayatı bu soruna zemin oluşturmaktadır. Aşırı - yüksek kalorili beslenmek ve yeterli aktivite yapmamanın dışında fizyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik etkenler de obezitenin nedenleri arasında sayılabilir.

  • Aşırı ve yüksek kalorili beslenme
  • Hareketsiz yaşam (egzersiz, spor, fiziksel aktivite yetersizliği)
  • Psikolojik etmenler
  • Genetik etmenler
  • Bazı ilaçlar
  • Sık sık ve düşük enerjili yapılan diyetler
  • Yaş
  • Cinsiyet
  • Eğitim düzeyi
  • Sosyal ve kültürel etmenler

Obezite Nasıl Hesaplanır?

Obezite tüm dünyada VKİ (vücut kitle indeksi) dediğimiz metotla ölçülür. Bu metotta kişinin kilosu, boyunun metrekaresine bölünür.

18.5 kg/m2 altı

Zayıf

18.5 – 24.9 kg/m2 arası

Normal Kilolu

25 – 29.9 kg/m2 arası          

Fazla Kilolu

30 – 34.9 kg/m2 arası          

l. Derece Obez

35 – 39.9 k2/m2 arası          

ll. Derece Obez

40 kg/m2 üzeri

lll. Derece Obez

Vücut kitle indeksinizi kolayca hesaplamak için tıklayın.

Obezite Tedavisi

Obezite tedavisinin ilk ve en önemli adımı obeziteden korunmaktır. Bu korunma süreci çocukluktan başlamalıdır ve bu süreci sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve günlük aktiviteler oluşturur. Obezite hastası bir kişi profesyonel destek almaktan kaçınmamalıdır. Hekim, diyetisyen, psikolog ve fizyoterapistten oluşan bir ekiple tedavi sağlanabilir. Buradaki amaç en kolay yöntemlerden başlanarak ideal kilo oranına inmek ve dengeli beslenme alışkanlığı edinmektir.

Obezite tedavisinde birkaç yöntem vardır. Bunlar;

Diyet Tedavisi: Buradaki asıl amaç, alınan kalori miktarını azaltmaktır. Her hastaya göre farklı metotlar uygulanabilir. Çünkü kişilerin metabolizma hızı, yaşı, cinsiyeti, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları farklı olabilir. Bu nedenle diyetisyen ve hekim eşliğinde bu tedaviyi yürütmek daha doğrudur.

Egzersiz Tedavisi: Spor yapmak hem obeziteyi yenmek hem de sağlıklı yaşamak için olmazsa olmazdır. Herkes hayatının içine egzersizi yerleştirmeli, sporu yaşamının bir parçası haline getirmelidir. Egzersiz tedavisi diyetle birlikte yürütüldüğünde daha fazla fayda sağlayacaktır. Diyet ve egzersizler kişiye uyumluluk göstermeli ve bu doğrultuda profesyonel bir yardımla yürütülmelidir.

Davranış Değişiklikleri: Davranış değişikliği tedavisinin basamakları şu şekildedir:

  • Kişinin kendisini gözlemlemesi
  • Uyaran kontrolü
  • Alternatif davranışlar geliştirmesi
  • Pekiştirme, kişinin kendisini ödüllendirmesi
  • Bilişsel yeniden yapılandırma
  • Sosyal destek
  • Farmakolojik tedavi

İlaç Tedavisi: Buraya kadar denenen yöntemler etkili olmadığında veya vücut kitle indeksi 30’un üzerinde olan kişilerde (VKİ 27’nin üzerinde olup kiloya bağlı uyku apnesi, diyabet, hipertansiyon vb. hastalıkları olan kişiler de buna dahildir) ilaç tedavisi uygulanır. İlaçların herhangi bir zararı olmasa da uzun süreli kullanımlarda bazı yan etkilere sebebiyet verebilir. Bu yüzden hekim gözetiminde kullanılmalıdır.

Obezite Ameliyatı

Obezite cerrahisi vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan ya da 35’in üstünde olup ek hastalıkları olan kişilere kilo vermek, ek hastalıkları iyileştirmek, vücut fonksiyonlarını normalleştirmek, tekrar kilo alımını engellemek ve yaşam kalitesini arttırmak amacıyla uygulanan işlemlerdir. Dereceye göre obez olan, diğer kilo yöntemlerini denemesine rağmen başarılı olamayan, ameliyat olunmasına engel olacak bir durumu olmayan kişiler obezite cerrahisine başvurabilir. Laparoskopik yöntemle yapılır. Kapalı bir yöntem olduğu için hastanın iyileşme ve tedaviye yanıt verme süresi çok kısa sürer; komplikasyon oranı düşer. Birçok obezite ameliyatı metodu vardır ve hepsinin ortak amacı besinler aracılığı ile alınan enerjinin ve besinlerin sindirim sistemindeki emilimini azaltmaktır.

Gastrik Bypass

Gastrik bypass midenin hacmini küçültmek ve emilimi kısıtlamak amacıyla yapılır. Morbid obezite hastalarında sık tercih edilir. En çok yapılan yöntemlerden biridir. Kapalı yöntemle yapılır. Ameliyatın ilk aşamasında midenin girişinde 30 ml hacminde küçük bir mide tüpü oluşturulur ve kalan büyük mide tamamen ayrılır. İkinci aşamada ise küçük mide tüpüne ince bağırsak ile bağlantı yapılır. Bağlantı aracılığıyla besinler büyük mideyi bypass eder ve ince bağırsağa geçiş yaparak çalışır. Bu sayede tüketilen gıda miktarı kısıtlanır. Açlık hissi azaları ve daha az yer. Kan şekeri düzgün seyreder. Fazla kilolarının yüzde 60 ila 80 oranlarında kaybolması gözlemlenir.

Tüp Mide

Tüp mide en sık yapılan ve bizim de aynı şekilde en çok uyguladığımız obezite ameliyatı yöntemidir. Midenin yüzde 80’lik dilimini oluşturan fundus bölümünün çıkarılması olarak tanımlanabilir. Bu sayede açlık hormonunda azalma olur ve kişi kendini tok hisseder. Önemli ölçüde kilo kaybı sağlanır. Tüp mide ameliyatı; ameliyat sonrası komplikasyon azlığı ve gereksinim halinde malabsorbtif cerrahiye dönüştürülebilmesi nedeniyle daha çok tercih edilir. Laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılır. Ameliyat sırasında mideye tüp yerleştirilir ve midenin büyük kruvatür bölümü yerleştirilen bu tüpün ışığında alınarak açılan küçük delikten çıkarılır.

Biliopankreatik Diversiyon (BPD)

Biliyopankreatik diversiyon (scopinaro prosedürü) ameliyatı klinik, malign ve morbid obezitenin tedavisinde kullanılan kısıtlayıcı ve amilim azaltıcı bir yöntemdir. Midenin yaklaşık  2/3’lük alt yarısı çıkarılarak 150 – 250 ml hacminde mide bırakılır. Laparoskopik yöntemle yapılır. Besinlerin emilimini azaltır. Emilimi azaltıcı ya da bozucu özelliğinden dolayı uzun süreli doktor takibi  ve vitamin desteği gerekir. Biliopankreatik diversiyon süper morbid obezitede fazlasıyla avantajlı olmakla birlikte hem kilo vermede faydalı hem de kiloyla birlikte gelişen hastalıkların seyrini düzeltmede oldukça etkilidir.

Duodenal Switch

Duodenal Switch en geniş kapsamlı kilo verme yöntemidir. Şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kolestrol gibi tablolarda en etkin yöntemdir. Biliopankreatik diversiyondan farklı olarak bu ameliyatta tüp mide yapılır. Duodenal switch’te midenin açlık hormonu üreten bölümü alınır ve açlık hissi azaltılarak kilo verilmesi hedeflenir. Ancak ömür boyu özel diyet yapmak ve vitamin-mineral desteği almak gerekir.

SADI-S

SADI-S için biliopankreatik diversiyon ameliyatının ya da duodenal switch ameliyatının bütünleştirilmiş şekli diyebiliriz. Genellikle hipertansiyon, şeker ve kolestrol gibi metabolik hastalıkları olanlara ve tüp mide ameliyatı sonrasında istenilen oranda kilo kaybı yaşayamayan kişilere uygulanır. İşlem sonrasında hastalar hayat boyu vitamin ve mineral takviyesi almak zorunda kalabilir.  

 

Online Randevu